Merhaba sevgili takipçilerimiz. Koronavirüs hakkında merak edilen tüm bilgileri bu yazımızda topladık. Öncelikle şunu belirtmek istiyoruz. Evde kalmak koronavirüs ile mücadelenin en önemli unsurlarından. Kendinizi ve tüm sevdiklerinizi korumak için #evdekal!

Corona Virüs Nedir?

SARS-CoV-2 ya da diğer adıyla Wuhan zatürresi diye bilinen viral bir enfeksiyon hastalığı olan ve henüz hali hazırda ilacı bulunamamış bir virüs türüdür. Corona virüsü insanlara ve hayvanlara birçok yoldan bulaşıp bulunduğu konağı tahribata sürükleyerek ölümüne yol açabilir. Hastalığın kuluçka süresi 24 gündür. Yani bu demek oluyor ki, hastalığın kişiye enfekte olmasından belirti veya semptomların ortaya çıkma süresi 24 günü buluyor ve bu da kişilerin kendilerini sağlıklı sandığı aslında taşıyıcı olarak ya da primer Covid vakası olmasına sebep oluyor.  

Pekiii gelelim belirtilerine;

Corona Virüsü Olduğum Nasıl Anlaşılır?

Öncelikle virüsün bulaştığı kişi veya kişilerin %90’ında  yüksek febril (ateş), %80’inde öksürük, %20’sinde nefes darlığı ve %15’inde ise solunum sıkıntısı semptomlarının baş göstermesi virüsün bulaştığı anlamına gelmektedir.  Belirtilen semptomların yaşanmaması için virüsün bulaşma yüzdesini en aza indirgeyecek tedbirler almalıyız.

Akıllara ilk gelen soru ise;  

Virüsün bulaşma yolları nelerdir ? 

Covid-19 virüsü, hava partikülleriyle bir canlıdan bir canlıya, bir canlı varlıktan bir cansıza ve dolaylı yoldan bir canlıya bulaşabilmekte ve cansız ortamlarda uzun süre yaşayabilmektedir. Kişilerin Hapşırma, öksürme, konuşma sırasında etrafa saldığı solunum damlacıkları kontaminasyona sebep olan nedenlerdir. Özellikle toplu taşıma, seyahat, avmler, pazar ve alışveriş meydanları, camiler, okullar gibi insanların kümeler halinde toplu bulunduğu konumlarda bulaşma riski yükselmektedir.  

Epidemiyolojisine baktığımızda ilk olarak Wuhan’da et ve balık tezgahlarında pişmemiş halde satılan ürünlerin, belediye mensuplarının  verdiği 40-50 kişilik yemek davetinde bu pazarlardan alınan ürünlerle yapılan yemekleri yedikten sonra grip benzeri semptomlar göstererek; yüksek ateş, halsizlik, öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetlerle hastaneye kaldırılmaları ile başlamış olup, bir tedavi ya da aşısı olmadığı için de hızla dünyaya yayılmaya başlamıştır. Ülkemizde de vaka sayısının artış göstermesi ve ölümlerin gerçekleşmesi insanlarda korku, endişe ve paniğe yol açmaktadır. 

Anlık olarak corona virüs haritasını takip etmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Peki birey olarak üzerimize düşen görevler nelerdir ve nasıl korunmalıyız, profilaktik amaçlı neler yapmalıyız?

1) ELLERİN VE VÜCUDUN HİJYENİTESİNE DİKKAT EDİN! 

 Ellerimizi, yüzümüzü ve vücudumuzu sürekli olarak yıkamalıyız ve alkollü dezenfektanla temizlemeliyiz.

2) BULAŞIYI EN AZA İNDİRGEMEYE ÇALIŞIN!  

Ellerimize öksürmemeli ve hapşırmamalıyız bu refleksi kol bölgesine ağzımızı kapatarak kıyafetimize yapmalıyız.  

3) ELDİVEN, MASKE VE KORUYUCU KIYAFET KULLANILMASI 

Toplu taşıma ortamları, okullar, camiler, avm ve benzeri yerlerden uzak durmalı, insanların yoğunlukta olduğu yerlere girmemeliyiz. Eğer bir zorunluluk durumu var ise; mutlaka maske ve eldiven kullanmalıyız. Maske kullanımı ile alakalı olarak da, dışarı çıkanlar ve toplulukta bulunacaklar için, 2 veya 3 katlı maske, hastalarla teması olan kişiler ve primer risk faktörü altındaki kişiler için (sağlık çalışanları vb.) ff tipi dediğimiz maske kullanımı ve buna ek olarak koruyucu gözlük ve koruyucu tek kullanımlık tulumlardan kullanmaları gerekmektedir.  Corona virüsten korunmak için etkili olabilecek birçok ürüne buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

4) BAĞIŞIKLIK GÜÇLENDİRİCİ TAKVİYELER KULLANIN! 

Bahsettiğimiz virüs, enfekte olan kişilerde grip ya da soğuk algınlığı kadar masum kalmıyor, bunun yanısıra akciğerleri hedef alarak vücutta  geri dönülemez tahribatlar açarak hastaların nefes almasına engel olup, boğarak öldürüyor. Bu tahribatın bulaştığı insanlardaki yüzdesi tabiki de aynı değil. Örneğin 65 yaşını geçmiş olanlarda, kronik hastalarda ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ölüm daha kolay gerçekleşiyor.  

Bağışıklık sistemimizi güçlendirebilmek adına faydalanacağımız, immün ajanların başında “beta-glukan”, “propolis”, “ekinezya”,  “KoenzimQ10” “Zerdeçal” ve “Zencefil” gibi doğal terapötik ajanlar yer almaktadır. Bunlardan ayrı ayrı faydalanabilmekle beraber, kombine şekilde bulunan sıvı, kapsül, saşe ve tablet gibi farmasötik şekilleri bulunan takviye edici gıdalardan da fayda sağlanabilir.   

Piyasada bu maddelerle ilgili birçok ürün çıkarılmış durumda, fakat gerçekten içeriği güçlü aynı zamanda salt olarak gördüğümüz birkaç ürünü takipçilerimiz için seçtik. Yazı üstüne tıklayarak ürünleri inceleyebilirsiniz.

1) IMMUN-S TABLET 

Nutraxin Immun-S 60 Tablet geliştirilmiş formulünde yer alan 1,3 - 1,6 Beta-Glukan ile birlikte çörek otu, afrika sardunyası ve zencefil bitkilerini bir arada içeren özel bir formüldür. Mevsim geçişlerinde çok önem taşıyan C vitamini de içerisinde yer almaktadır. Ürünü incelemek için tıklayın. 

2) OCEAN- KOENZİM QH-30 KAPSÜL 

Kkoenzim Q10 içeren güçlü gıda takviyesi olarak bilinmektedir. Genel olarak ubikinon formda sunulan Koenzim Q10, vücut tarafından ubikinol forma dönüştürüldükten sonra kullanılabilmektedir. Ocean Koenzim QH, vücut tarafından kullanılmaya hazır ubikinol formu içermektedir. Ürüne gitmek için tıklayın.

Takipçilerimiz tarafından en çok tercih edilen besin takviyesi ve bağışıklık sistemi güçlendirici ürünlerini  sitemiz üzerinden inceleyebilirsiniz.

Korona Virüs ALACAĞIMIZ ÖNLEMLERDEN DAHA BÜYÜK DEĞİLDİR! Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan 14 kural videosunu izlemenizi öneriyoruz.

Corona Virüsü 14 Gün kuralı

Corona virüsüne karşı önlemler kapsamında bilim dünyası vatandaşların "14 gün kuralı"na uymalarını istiyor. Sağlık Bakanlığı, 14 gün kuralını uygularken yapılması gerekenleri paylaştıkları videolarla anlattı. Peki 14 gün kuralı nedir?

  1.  Yurt dışına asla çıkmayın. Seyahat planladıyanız iptal edin veya erteleyin.
  2.  Eğer yurtdışından geldiyseniz, ilk 14 günü evde geçirin.
  3. Kesinlikle misafir kabul etmeyin ve kendiniz izole edin.
  4. İzole edilmiş kişinin odasına maskesiz ve eldivensiz girmeyin.
  5. Odanızı gün içerisinde bolca havalandırın.
  6. Özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olanlarla temastan kaçının.
  7. Ellerinizi sık sık su ve sabun ile en az 20 saniye ovarak yıkayın.
  8. Sık kullandığınız yüzeyleri her gün temizleyin.
  9. Havlu gibi hiçbir kişisel eşyayı ortak kullanmayın.
  10. Kıyafetleriniz 60 ya da 90 derecede normal deterjanla yıkayın.
  11. Güçlü bir bağışıklık sistemi için bol sıvı tüketin, dengeli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin.
  12. Evden çıkmak zorunda kalırsanız mutlaka maske takın.
  13. Gıda ihtiyaçlarınızı topluca tek seferde yapın.
  14. Düşmeyen ateş, öksürük ve nefes darlığınız varsa maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurun.

Corona Virüsü 14 Gün Kuralı

Dünyaca ünlü Doktor Mehmet Öz Geçen günlerde çok ciddi açıklamalar yaparak virüs hakkında tüm araştırmalarını yazdı.

"Hepimiz bu virüse yakalanacağız"

Mehmet Öz;

Yıllardır doğru düzgün girmediğim facebooka bu virüs yüzünden girip bir şeyler yazayım istedim çünkü neredeyse 15 ocaktan bu yana, yani 2 aydır bu hastalık üzerine bilimsel makaleler de dahil çok fazla okuma yaptım.

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Bu virüsten kaçış yok arkadaşlar. İstisnasız hepimiz yakalanacağız. Ama ne kadar geç yakalanırsak o kadar iyi, bunu en sonda açacağım. Aynen grip virüsünde olduğu gibi önümüzdeki yıllar, on yıllar boyunca bu virüsle yaşamayı öğreneceğiz. Emin olun bu kesin. Şu an alınan karantina, tatil, izin vb önlemlerinin tamamı virüsün yayılma hızını yavaşlatıp, sağlık sektörünün çökmemesini sağlamak üzere alınıyor.

Çok hızlı yayılımda hastanelerin yoğun bakım üniteleri çıkmaza giriyor ve bilamecbur İtalya örneğinde olduğu gibi hangi hastanın yaşayacağına, hangisinin öleceğine karar verilmesi gereken berbat bir durum ortaya çıkıyor.

Virüs dediğimiz şeyler aslında öldürücü, şeytani birer düşman değiller. Onlar da aynen bizim gibi üzerinde konuşlandıkları alan sayesinde yaşayan canlılar. Zaten genelde hayvanlardan bize geçiyorlar ve evet, hayvanları genelde öldürmüyorlar. Çünkü kendileri de yaşamak için üzerinde yaşadıkları canlılara muhtaçlar. Yüzyıllardır hayvanlarla beraber yaşamaya alışmışlar.

E peki biz neden ölüyoruz? Çünkü birbirimizi tanımıyoruz. Virüs kendini hala hayvan vücudunda zannediyor. Yeni yerleştiği konağın şartlarını henüz bilmiyor. Belli bir süre geçtikten sonra hem bizler onlara bağışıklık kazanacağız hem de onlar kendi sonsuz yaşamları için mutasyona uğrayacaklar. Böylece beraber yaşamaya alışacağız.

Mesela aranızda herpes labialis adlı virüsü duyan oldu mu hiç? Duymadınız ama kendisi dünyanın en yaygın virüslerinden birisi ve bir kere vücudumuza girdikten sonra biz ölene kadar vücuttan atılamıyorlar. Peki ne yapıyor bu virüs? Dudağınızda uçuk çıkarıyor. O kadar işte. Bizi öldürmüyor çünkü biz ölürsek kendisi de yaşayamıyor.

Grip virüsü de hemen hemen öyle. Öldürücülük oranı %0.1 civarı ve genelde zaten vücudunda kronik sorun olanları öldürüyor. Her sene ve her sene dünyada yarım milyar insan grip virüsüne yakalanıyor. Bu şekilde birlikte yaşamaya alıştığımız tonla virüs var. Corona virüsler (sars, mers vb) ile de yaşamaya alışacağız (tabii mers ile belki 1000 yıl sonra).

Sadede gelirsem, dediğim gibi hepimiz bu virüse yakalanacağız. Hatta belki birçoğumuz yakalandı bile ama fark etmedi. Ve hatta hastalığı da atlattı. Vücudu virüsle yaşamaya çoktan alıştı ya da virüs o vücutta yaşayamadı ve başka konaklara geçti. Bu konuda en güzel örnek Diamond Princess gemisi. Gemideki 3700 kişinin 700'ünde test pozitif çıkmış. Ama bu 700 kişinin 350'si hastalığı hissetmemiş bile. Ve hala da çok sağlıklılar. Yatak döşek yatmıyorlar. Ki yaş ortalamaları da baya yüksek.

Peki neden böyle? Çünkü o 350 kişinin bağışıklık sistemi çok güçlü. Yani bu hastalıkta en önemli şey bağışıklık sistemi. Aramızda bağışıklığı iyi olanlar, spor yapanlar, doğru besinleri alanlar, sigara içmeyenler vb. bu hastalığı belki hissetmeyecek bile. Belki hafif bir grip gibi atlatıp hayatlarına devam edecekler.

Ne yapmak gerekiyor? Öncelik vücut direnci. Spor ve hareket. Sonrası beslenme. Özellikle meyve sebzeler ile daha spesifik şeyler, mesela sarımsak, yoğurt, kefir, yeşil çay vb. Sonrası ise besin takviyeleri. Özellikle c vitamini, çinko, beta glukanlar (1.3 ve 1.6) ve kara mürver ekstresi. Meyve sebzeler ve takviyeler eğer kendinize de dikkat ederseniz bu kışı atlatmanızı sağlayabilir. Çünkü bağışıklık sistemini çok dirençli hale getiriyorlar.

Dediğim gibi, bu virüsle yaşamaya alışın. Önümüzdeki yıllarda, hatta belki aylar ya da haftalarda mutasyona da uğrayacak, ya daha ölümcül olacak, ki kendi de kaybeder, bu yüzden bunu düşük olasılık görüyorum, ya da o da bizimle yaşamayı öğrenecek. Aşısı bulunsa bile mutasyona her uğradığında aşı işlevini kaybedecek. Grip aşıları da öyledir. Sizi sadece geçmiş senelerin grip virüslerinden korur. Yenilerinden değil. Yani tam koruma sağlamaz. Tam koruma her zaman için bağışıklık sisteminizdir.

Fakat dediğim gibi virüsün canlılığını devam ettirebilmesi için bulunduğu konağı öldürmemesi ve başka konaklara geçebilmesi gerekiyor. Bunun için de mecburen mutasyona uğramak zorunda. Mutasyon dediğimiz şey ise nesille alakalı ve virüsler çok hızlı üreyip öldükleri için bizlerde yıllar alan nesil değişimi onlarda saatler alabiliyor. Bu sayede çok hızlı mutasyon geçiriyorlar. Ve büyük bir olasılık süre geçtikçe virüs bulaştığı kişiyi öldürmeyecek şekilde mutasyon geçirecek. Yani bu virüsü ne kadar geç kaparsanız tehlikesi o kadar az olacak.

Evet, hepimize uğrayacak bu virüs ama ne kadar geç uğrarsa o denli şanslı olacağız. Bu yüzden olabildiğince evden çıkmamak, hijyene dikkat etmek, gerekli şekilde beslenmek, hareket etmek ve gerekli takviyeleri almak gerekiyor. Bunları yapanlar emin olun hepimizden uzun yaşayacak.

Kısaca;
1- Kendinizi karantinaya alın. Virüsle en geç temas edenler en şanslıları olacak
2- Hijyen. Olabildiğince temizliğe dikkat edin.
3- Meyve sebze yiyin.
4- Bağışıklığa iyi gelen sarımsak, kefir, yoğurt gibi besinler tüketin.
5- Bağışıklığa çok iyi gelen besin takviyeleri ve vitaminler alın. Örnek: beta glukanlar, c vitamini, çinko, kara mürver ekstresi vb.
6- Hareket edin ve evinizde spor yapın.
7- Sigarayı bırakın.
8- Bol su için.

Dr. Mehmet Öz haber kaynağı: